10 Kasım 2009 Salı

Basın Yayın Tasarımı I // Proje 1

"KASET Müzik Dergisi"

Sevgili dostlar, Kaset Müzik dergisi için logo, sayfa düzeni ve kapak çalışması yapacağız. Logo için fazla enerji harcamayın, doğru çalışan, kolay algılanan, yaratacağınız konsepte uygun bir tasarım yetecektir. Bunun dışında yapacağımız sayfa düzenleri ve kapak çalışmalarının detayları aşağıda.

ÖNEMLİ NOT: Tüm çalışma için kullanacağınız görselleri aşağıdaki başlıklara göre kendiniz bulacaksınız; görsel adeti ve kullanım şekli size kalmış. Çözünürlüğe dikkat!!

- İçindekiler - 2 sayfa
- Makale - 4 sayfa
- Kapak - ön kapak (2 sayı)

İÇERİK:

- İçindekiler:

Derginin Künyesi (Herhangi bir süreli yayının künyesini kullanabilirsiniz)

DOSYA: Dosya konusunu siz belirleyin bu aynı zamanda kapak da olacak!!!


KISA KISA

YETENEK AVI
Wolfmother


YENİ ÇIKAN ALBÜMLER
NATALIE IMBRUGLIA
SUGABABES
BREAKING BENJAMIN

• YENİ YENİ

• Ölmeden önce gidilmesi gereken festival: Sziget Tuna Nehri'nin ortasındaki Obuda adasında düzenlenen Sziget festivali, bütün Avrupa'yı Budapeşte'ye çekiyor.

• MANGA ödülü kaptı! Türk rock grubu Manga, MTV Avrupa Müzik Ödülleri töreninde "Avrupa'nın en iyi sanatçısı" seçildi.

• Benim Hikayem: Ayben Bu ayki konuğumuz Ayben; samimi bir dille çocukluğunu, ilk aşklarını ve okul hayatını bizlerle ile paylaştı.

• Bir Efsane: Mi Kubbesi
1997'de “Mi Kubbesi” adlı ilk albümünü çıkartan Nekropsi, 1998’de Jimmy Page - Robert Plant konserinin konuk topluluğu oldu.

• Lenny Kravitz: Yeni başlar gibi. Brian Hiatt The rocker gets back to basics, playing the smallest stages he's hit since launching his career.

• KİTAP
''Kendimi Durduracak Değilim''
Uykusuz dergisinden tanıdığımız Fırat Budacı'yla dergide çıkan yazılarından derlediği ''Kendimi Durduracak Değilim'' adlı kitabının çıkması üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

• SAHAFTAN
Nektar-Boston Tapes 1970
Cem Karaca/Dervişan-Yoksulluk Kader Olamaz 1977

• MYSPACE ALEMİ

• HIFI BULMACA


- Makale:

PUNK (1. BÖLÜM)
SIKINTININ POLİTİK GÖRÜŞLERİ NELERDİR?

Electric Circus; New York’un yanıp sönen ışıklarının, parçalar halindeki kısa filmlerin, aynalara yansıtılan renkli slightların yer aldığı bir gece kulübü olarak hayatına başladı. Bu klüp, zengin ünlülerin ve artistlerin kendilerini gösterebilmeleri için en uygun yerdi. Klübün alt katı “Dom” adındaki bara dönüştürülmüştü. “Down and In: A History of the Underground” da Ronald Sukenik bu bar için tüm ressamların ve yazarların kendilerini gösterebildikleri tek yerdi diyor. Barın aslında beş sentlik birası dışında hiçbir çekiciliği yoktu. Bodrumda yer alan bu mekan, başta canlı performanslarını sergileyen caz gruplarını ağırlıyordu. Bu sırada üst kat hala Electric Circus adıyla fakat artık soul müziğin depolandığı jukebox’ların beyazlar tarafından dinlendiği mekan olarak varlığını sürdürüyordu.

1964 yılının sonlarında Beatles, Amerika’da varlığını göstermeye başladığında, New York’lu topluluk The Fugs da Dom’un karanlık ve bilinmeyen mekanına doğru kendini kapatmıştı. Şiir dinletilerinden etkilenen grup elemanlarından Ed Sanders ve Tuli Kupferberg, burada “underground” müziğin köklerini oluşturuyordu.

Grup, malzemelerini Slug ve Greenwich’deki MacDougall Caddesi’nde sergiliyordu. 1965 yılında da ilk albümlerini piyasaya sürdüler. Fakat ilk albümü piyasaya sürmeyi kabul eden plak şirketi, grubun ikinci çalışmasını oldukça kaba bulduğu için tekrar çalışmayı reddetti. Daha sonra “Virgin Fugs” olarak piyasaya sürülen albüm; Fugs’ın gülünç ve hiciv dolu müziklerinin somut bir örneği oldu. Bakış açınıza göre Fugs; hemen her şeye karşı umursamaz ve sağlıksız anti-sosyal davranışlar sergiliyordu.

Dom’da çalan bir başka grup ise, 1966 yılında Cafe Bizarre’dan atılan The Velvet Underground’du. Lou Reed o günler hakkında “Eğer bir tane daha böyle şarkı çalarsanız kovulursunuz dediler. Biz de çaldık ve kovulduk” diyor.

Reed daha önce, Pickwick Plak Şirketi için şarkı sözü yazarı olarak çalışmıştı ve Fusion dergisinde Delmore Schwartz etkili şiirleri yayımlanmıştı. Bir süre sonra bu derin ses; 15 yaşındayken Fellini’nin “La Dolce Vita” filminde önemli bir rol alan Nico ile birleşecekti. John Cale’de klasik çalışmalarını gruba katılabilmek için bir kenara bırakacakkı. Grubun ismi ise, Michael Leigh’in sadomazoşizm hakkındaki kitabından etkilenerek ortaya çıkacaktı.

Grup Dom’da çalarken; “Fabrika”sında gerçekleştirdiği multi-media şovuna dahil edebilecek uygun bir rock-grubu arayan Andy Warhol’un dikkatini çekti. Warhol grubu “The Exploding Plastic Inevitable” şovuna dahil etti. Fugs’dan farklı olarak Velvet Underground; şarkılarında sehir gerçekliği ve “Eroin” bağımlılığı gibi konulara değiniyordu. Yapmacık olduğuna inandıkları Warhol’un işine son verdikten sonra; 1968 yılında acımasız ve kırıcı “White Light / White Heart”i kaydettiler. Evet The Velvet Underground kendine önemli bir yer edinmişti. Ama; acımasız sound’ları ve söz sanatı ile Fugs’ın yapmış olduğu albüm satışının önüne geçemediler.

Detroit’de panik:

1966 yılında Iggy Pop, o ana kadar piyasaya çıkan gruplardan çok farklı bir şey oluşturmaya karar verdi. Baterist olarak sınırlı bir role sahip olduğu grubu Sam Lay’den ayrıldıktan sonra Detroit’de, oldukça az müzikal birikime sahip arkadaşlarıyla, The Stooges adlı grubunu kurdu.

The Stooges elemanlarının sahnedeki tuhaf davranışları; onların The Doors kadar popüler yapmadı. Fakat Velvet Underground’un neandertal versiyonu olarak nitelendirilen Stooges, farklı davranışlarıyla Punk’ın ilk etkilendiği grup olma fırsatını eline geçirdi. Grup bir süre sonra major plak şirketlerinden Elektra ile anlaşma imzaladı ve ilk albümünü, 1969 yılında John Cale’in prodüktörlüğünde piyasaya sürdü. Albümden çıkan en önemli 2 parça, “I Wanna Be Your Dog” ve punk öncesi olarak nitelendirilen “No Fun” oldu. 1969 yılında grup müzikten sıkıldığını ve o yılı hiç bir şey yapmadan geçireceklerini açıkladı. Müzik piyasasının kült figürlerinden biri olmalarına rağmen, hala maddi açıdan tatmin olamamanın getirdiği sıkıntıyı yaşıyorlardı.

Detroit çıkışlı MC5’da bu sıkıntısını, daha politik bir anlatımla şarkı sözlerine yerleştirdi. Yaptıkları müzikte The Who’dan etkilendikleri aşikardı. Yani orjinal bir tarafları yoktu. Fakat yine de davranışlarıyla ilerki yıllarda ortaya çıkacak bir çok gruba ilham kaynağı olacaklardı. Stogees gibi MC5 da, Electra tarafından destekleniyordu. Fakat grup çok kısa bir süre sonra yazdıkları şarkı sözleriyle ortalığı karıştıracak ve plak şirketiyle yollarını ayırmak zorunda kalacaktı.

1970’de öfke dolu Detroit platformunun çekiciliğine Alice Cooper’da karşı koyamadı. Frank Zappa’nın Straight Racords’u, Motor City’i yeni evi olarak benimseyip sahip çıktı. İspiritizma seanslarında kullanılan tahta adını, “Alice Cooper”ı benimseyen solist Vincent Furnier; Exploding Plastic Inevitable ile Iggy Pop’un stilini birleştirip “shock-rock” ekolünü yarattı.

Gösterişli makyajlar, sahneye çıkarılan canlı boğa yılanları ve elektrikli sandalyeye bağlanan oyuncak bebeklerin yer aldığı Theatre Of The Absurd şovları, 1970 yılında piyasaya çıkan “Love It To Death” ve 1971 tarihli “Killer”da birleşti. Artık Detroit’de sıkılmak neredeyse imkansızdı.

Detroit platformu, 1975 yılında ortaya çıkmaya başlayan Punk ekolüne ait grupları etkileyen başlıca şehir oldu. Bu etkileşim, 1975 yılını takip eden 15 sene boyunca da devam etti.

- Kapak:
Kaset Aylık Müzik Dergisi / Kasım 2010 / Sayı:11 / kaset.com

Arkadaşlar kapak için "içindekiler" kısmından faydalanacaksınız. Kapak konumuz, dosya konumuz. Herşeyi koymanız gerekmiyor, tasarımınıza, derginin konseptine ve okuyucuların hayrına :) göre seçimlerinizi yapın. Bu sayıyı hazırladıktan sonra, diğer bir sayı için yapacağınız kapakta konuları da kendiniz belirleyeceksiniz.

Projenin bitiş tarihini bildireceğim. Hepinize kolay gelsin.